Uncategorized

Rahmetin Kuşattığı Âlemde Hadleri Aşmaktan Sakınmak

İnsan, fıtratı gereği duygusal bir varlıktır. Hüzünlenir, sevinir, öfkelenir, merhamet eder. Bu duygusal zenginlik, bizlere bahşedilmiş bir lütuftur. Ancak bu duyguların kontrolsüz bir şekilde coşması, bizleri haddi aşmaya, dengeyi yitirmeye sürükleyebilir. İşte bu noktada, Rahman ve Rahim olan Rabbimize sığınmak, en doğru ve güvenli limandır.

“Rahmetim ise her şeyi (bütün mahlûkatı) kuşatmıştır.” Bu ilahi ferman, varlığın özünde rahmetin tecelli ettiğini müjdeler. Kâinat, O’nun sonsuz şefkatinin bir yansımasıdır. “Er-Rahmân”, “er-Rahîm”, “el-Vedûd”, “el-Ğaffâr”, “el-Kuddûs”, “el-Hakem”, “el-Adl”, “el-Hafîz” gibi esma-i hüsnası, bu engin rahmetin farklı tezahürleridir. Ancak gafletimiz ve cehaletimiz nedeniyle bu rahmet kaynaklarına çoğu zaman kör kalırız.

Gelgitlerle dolu hayatımızda, ümit ve yeis arasında savrulur dururuz. Bazen rahmetin coşkusuna kapılıp gazabı unutur, bazen de gazabın dehşetine odaklanıp rahmetten ümidimizi keseriz. Oysa her ikisi de O’nun tecellisidir ve denge içinde anlaşılmalıdır. Duygusal yoğunluğumuzda kontrolü kaybedip haddi aşmaktan, Rahman ve Rahim olan isimlerine sığınırız.

Varlık âlemi sevgiyle yoğrulmuştur. Rabbimizin “el-Vedûd” ismi, bu gerçeğin en açık ifadesidir. Ancak bazen sevgimizde de haddi aşar, O’nun sevgisinin önüne geçecek bir muhabbete kapılabiliriz. İşte bu tür aşırılıklardan, O’nun isminin tecelli ettiği her zerre adedince tevbe ederiz.

Rahmaniyetinin tecellisi olan şefkati idrak ederken, rahmetinden öte bir rahmet tasavvur etmek de bir haddi aşmaktır. Zira O’nun rahmeti sonsuzdur ve bizim sınırlı aklımızla tam olarak kavranamaz. Fiili rahmetinin yeryüzündeki tecelliyatına bakıp, O’nun nezdindeki engin rahmeti azımsamaktan, Rahman ve Rahim olan isimlerine sığınırız.
Bazen de başımıza gelen bir musibet karşısında ümitsizliğe kapılır, geçmişte tattığımız rahmeti unutur, nankörlük ederiz. Oysa Rahman’ın umumi tecellisi ve Rahim’in hususi tecellisi, bizleri ebedi mahzuniyetten korumak içindir.

Allah Teâlâ, yarattıklarını rahmetiyle kuşatmıştır. Hatta kendi katında, Arş’ın üzerinde bulunan kitabına “Muhakkak benim rahmetim gazabıma galip gelmiştir.” diye yazmıştır. Bu ilahi vaat, rahmetinin ne kadar geniş ve kuşatıcı olduğunun bir delilidir. Sâlih olsun fâcir olsun bütün insanlara, ehli olsun vahşi olsun bütün hayvanlara, canlı cansız bütün varlığa O’nun merhameti şamildir. Kitab’a ve Sünnet’e aykırı davrananlara verilen cezalar dahi, aslında rahmetin bir tecellisidir; bireyin ve toplumun selameti, haksızlığa uğrayanların hakkının iadesi içindir. Bu, “el-Adl”, “el-Hakem”, “el-Hafîz” isimlerinin bir gereğidir.

Kâinattaki olaylara yüzeysel değil, hikmetli bir nazarla bakmaya çalışırken, her işi ve oluşumu cüzi aklımızla değil, O’nun külli rahmetine bırakırız. Sathi bilginin yanıltıcı hükümlerinden ve öfkesinden O’na sığınırız. Nasıl ki, cerahati bilmeyen birinin neşteri cinayet aleti olarak görmesine karşın, şifa arayan hasta için o neşter, Rahman’ın rahmetiyle şifa vesilesi olabilir. Hikmetini tam olarak idrak edemediğimiz hüküm ve adaletinde, cehaletimizle rahmet ve gazap konusunda haddi aşmaktan, Rahman ve Rahim olan isimlerine sığınırız.

Nefsimizin arzuları bazen hayır gibi görünse de, Rabbimizin mahlûkat hakkındaki hayrı murad etmesi her zaman üstündür. Kendi hayır sandığımız eylem ve söylemlerimizle O’nun iradesinin önüne geçmekten, Rahman ve Rahim olan isimlerine sığınırız.
Ya Rab! Bizlere isimlerini indindeki manalarıyla tefekkür edebilme basireti ve feraseti ihsan eyle. Nefsimizin eksikliklerini ve kalbimizin inceliğini bahane ederek mukaddes zatına noksanlık isnat etmekten Sana sığınırız.
Ya Rab! Adaletin ve hikmetinin tecelli ettiği her olayda, rahmetinin kulunun hatasından arınmasına, kullukta şükrüne yetecek şekilde gelişine, hikmet ve adaletinle haksızları terbiye edişine şahit olmayı nasip eyle. Adalet ve hikmetinin her zerreye hakkını verdiğini kesin bir idrakle görmemiz gerekirken, buna kör kalıp “Haksızlık ediyor!”, “Hak etmedi!”, “Adaletsiz dünya!” gibi isyankâr sözlerden, isminin tecelli ettiği her zerre adedince tevbe ederiz.

Estağfirullah Ya Adl, Ya Hakem.

Ruhlarımızı, ilahi rahmetinin bütünüyle tecelli edeceği o müjdeli güne ulaştır. Kâinattaki her oluşumu O’nun külli rahmetine emanet eder, yüzeysel bakışın yanıltıcılığından ve hışmından Sana sığınırız Ya Hafîz! Bizi, her hadisede hikmet ve adaletine tefekkürle bakmaya, şefkatine giden yolda rahmet tecellilerini anlamaya ve oluşumlar karşısında rahmet ve gazapta haddi aşmamaya muvaffak eyle Ya Hakem.

Âmin.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu