Uncategorized

Uykudaki Hakikat: Rüyalar, Ruhun Sonsuzluk Yolculuğunun Sessiz Şahitleridir

İnsanlığın kadim sorusudur: Biz kimiz? Sadece et ve kandan ibaret birer varlık mı? Yoksa bu geçici bedenin ötesinde, ebediyete uzanan bir ruh mu taşıyoruz? Belki de bu sorunun cevabı, her gece kapandığımız göz kapaklarının ardında saklıdır.

“Ruhunun ölmediğinin kanıtlarından biri, gördüğün rüyalardır.” Ne kadar basit, ne kadar derin bir cümle…

Bugün bilim, rüyanın yalnızca zihinsel bir süreç olduğunu söyleyip dururken, manevi gelenekler onu ruhun ölümsüzlüğüne açılan bir pencere olarak görür. Bu bakış, yalnızca bir inanç romantizmi değildir; Zümer Suresi 42. ayetin de açıkça bildirdiği üzere, “Allah, ölenlerin ruhlarını ölüm anında, ölmeyenlerinkini de uyku sırasında alır.” Uyku, bir bakıma küçük bir ölüm; ruhun beden kafesinden sıyrılıp kendi vatanına doğru kanatlanışıdır.

🌙 

Ruhun Gecedeki Seyahati

Geceleri rüyalar âlemine geçerken, bedenimizi yatağa bırakır, bilincimizi kapatırız. Ama ruh? O uyanık, o özgürdür. Zaman ve mekân kayıtlarının kalktığı bu misal âleminde; geçmiş, gelecek ve öte dünya birbiriyle iç içe geçer. Rüyalar, bazen sadece zihnin tortularını yansıtır belki, ama bazen de rahmani bir işaret, gelecekten bir müjde, ya da ruhun sesi olur.

Bir yönüyle rüya, bize gizlice fısıldar: “Sen bedenden ibaret değilsin. Sen, bir yolcusun.”

 

Ömür Sınavının Sessiz Provası

Yazının can alıcı noktasına geliyoruz: Her bir rüya, aslında ölümün bir fragmanıdır. Uyandığımızda ruhun tekrar bedene dönmesi, bize tanınan yeni bir şans, yeni bir gün demektir. Ama bir gün gelecek ki bu dönüş yaşanmayacak. Beden toprak olacak, ruh ise hak ettiği yere… O sonsuz yolculuğa çıkacaktır.

Rüyalar, bu dünyada yaptığımız her davranışın, her kırdığımız kalbin ya da her iyilik damlasının, ahirette karşılık bulacağına dair hatırlatmadır. Bu dünya misafirhanesinde ne ektiysek, rüyalar bunu bize sezdirir; ölüm ise o hasadın gerçekleşeceği gündür.

🕯️ 

Son Söz: Uyanık Kalmak İçin Rüya Görenler

İnsan, çoğu zaman ölümü düşünmekten kaçınır, dünyaya sarılır, zamanın sonsuz olduğunu zanneder. Oysa her gece elimize verilen o “küçük ölüm” tecrübesi, bizi hem uyarmaya hem de hazırlamaya geliyor.

Rüya: Ruhun bedenle sınırlı olmadığını anlamamız için bir kapı.

Ölüm: O kapının ardına geçiş anı.

Bizden istenen çok basittir aslında: Uyanıkken duyarsız kalmamak için, uyurken gördüklerimizi doğru okumak…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu