Çocuklara Yönelik Sözlerin Gücü: Bir Ebeveynin Sorumluluğu

Bir anne ya da baba çocuğuna öfkeyle beddua ederse, aslında farkında olmadan onun ahlakına zarar verir. Hele hele bir çocuğa “ahlaksız” demek, sadece o anı değil, onun geleceğini de zehirler. Çünkü çocuk, kendisine söylenenleri derinden içselleştirir.
Ne yazık ki toplumumuzda öfke anında sarf edilen ağır sözler hâlâ sıradan bir durum. Oysa sözcüklerin etkisi, bazen bir tokattan bile daha derin izler bırakır. Çocuğa sürekli olumsuz etiketler yapıştırıldığında, o çocuk zamanla bu etiketlere inanır. Kendini değersiz, yetersiz hatta kötü biri olarak görmeye başlar. Sonuç? Özgüvensiz, kaygılı ve kırılgan bir birey.
Ahlak gelişimi, sadece “doğru-yanlış” öğretmekten ibaret değildir. Çocuğun karakterini, vicdanını, insanî duruşunu besleyen uzun bir süreçtir. Ebeveynin bedduası ya da aşağılayıcı sözleri ise bu süreci sekteye uğratır. Korkuyla büyüyen bir çocuk, cezadan kaçınabilir ama yaptığı şeyin neden yanlış olduğunu asla tam anlamıyla kavrayamaz.
“Aynısı senin evladından çıkar” sözü aslında acı bir gerçeği işaret eder. Çünkü çocuklar ebeveynlerini taklit eder. Evde sürekli kırıcı sözler duyan bir çocuk, büyüdüğünde aynı dili arkadaşına, eşine, hatta kendi çocuğuna kullanır. Böylece olumsuzluk bir nesilden diğerine miras kalır.
Peki ebeveyn öfke anında ne yapmalı? Öncelikle şunu unutmamalı: Bir anlık öfkeyle söylenen söz, çocuğun bütün hayatına kazınabilir. Derin bir nefes almak, birkaç dakika uzaklaşmak ya da eleştiriyi çocuğun kişiliğine değil davranışına yöneltmek çok şeyi değiştirir. “Sen ahlaksızsın” yerine, “Bu yaptığın doğru değildi” demek, çocuğun kendini değersiz hissetmesini engeller.
Unutmayalım, ebeveynlik sadece beslemek ve büyütmek değil; ruhu, karakteri, vicdanı da yoğurmaktır. Çocuklara söylenen her sevgi dolu söz, onların sağlam bir birey olarak yetişmesine katkıdır. Her aşağılayıcı ifade ise telafisi güç yaralar açar.
Bugün çocuklarımıza ne söylüyorsak, yarın toplumumuzda onun karşılığını göreceğiz. Sözcüklerimiz, geleceğimizin aynasıdır.

